Torba yasa kanun teklifi tam metni açıklandı: İşte 28 maddelik teklif ve gerekçesi…
Uzun süredir beklenen torba yasa kanun teklifi nihayet meclis gündemine geldi. Toplamda 28 maddeden oluşan bu kapsamlı yasa tasarısı, birçok farklı alanı etkileyecek önemli düzenlemeler içeriyor. Peki bu torba yasada neler var? İşte detaylar...
Milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren torba yasa kanun teklifi açıklandı. Teklifin detayları ve 28 maddelik düzenleme kamuoyuyla paylaşıldı. Meclise sunulan torba yasa teklifi, pek çok kişinin sorunlarını çözmeyi hedefliyor. Yayınlanan teklif metninde yer alan 28 madde, farklı alanlardaki düzenlemeleri içeriyor. İşte meclisin açıkladığı 28 maddelik teklifin ayrıntıları…
Yeni torba yasa kanun teklifi, toplam 28 maddeden oluşuyor ve çeşitli düzenlemeleri kapsıyor. İşte torba yasa teklifinin tam metni ve gerekçesi..
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 2008 yılı Ekim ayı öncesi işçi statüsünde sigortalı olanlar 31/12/1960 tarihli
ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığınca tespit olunan vergi
indirimine esas “engellilik derecelerine” göre yaş şartı olmaksızın 506 sayılı Kanun kapsamında
emekli olabilmekte iken, kamu görevlileri ve esnaflar ile 2008 yılı Ekim ayından sonra ilk kez
işçi statüsünde sigortalı olanlar 5510 sayılı Kanuna göre SGK sağlık kurullan tarafından tespit
edilecek “çalışma gücü kaybı oranlarına” göre emekli olmaktadır.
Esasen, literatürde genellikle sosyal yardım ve sosyal hizmet alanında kullanılan
“engelli” kavramı, hayatında diğer bireylere göre zorluklar yaşamasına sebep olabilecek
fiziksel ya da ruhsal kısıtı (eksikliği) olan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Sigorta sistemindeki
“çalışma gücü kaybı” kavramı ise, kişinin toplumsal hayata katılımına ilişkin fiziksel ya da
ruhsal kısıtlamalar olmayıp, çalışma hayatına katılımına ilişkin fiziksel veya ruhsal eksiklikleri
ifade etmektedir.
Bu kapsamda, emeklilik haklarının sağlanmasında sigortacılık ilkelerinin dikkate
alınması ve sigortalılar arasında norm ve standart birliği sağlanarak, 2008 yılı Ekim ayından
önce sigortalı olan engelliler için vergi indirim belgesi esas alınarak yürütülen emeklilik
işlemlerinin, 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışma gücü kaybma göre belirlenmesi ve tüm
uygulamanın SGK tarafından yürütülmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 2- Anayasanın 20 nci maddesi kişisel verilerin korunmasına ilişkin usul ve
esasların kanunla düzenleneceğini öngörmektedir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması
Kanunu kapsamında veri sorumlusu sıfatım haiz Sağlık Bakanlığının kişisel verileri hukuka
uygun, etkin ve güvenli bir şekilde işlemesi; sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması, kamu
sağlığının korunması ve sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.
Her hastanın müracaat, şikâyet ve dava hakkını kullanabilmesi ve sağlık hizmeti
sunumunda yer alan paydaşların savunma haklarını etkin bir şekilde kullanabilmesi için tıbbi
kayıtların doğru ve eksiksiz tutulması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, sağlık personelinin
hareketleri ve istihdam durumlarının bildirilmesi, sağlık hizmetlerinin verimli bir şekilde
planlanması ve yürütülmesini sağlayacaktır.
Bununla birlikte 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin Sağlık Bakanlığının bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisinin hüküm altına
alındığı 378 inci maddesi, Anayasa Mahkemesinin 2018/118 Esas, 2023/180 Karar ve
26/10/2023 tarihli karan ile Anayasaya aykırı bulunarak iptal etmiştir. Söz konusu kararda
kişisel verilerin korunmasım düzenleyen Anayasanın 20 nci maddesi uyarınca kişisel verilerin
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyeceği belirtilmiştir.
Teklifle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve kanunilik ilkesi doğrultusunda 3359
sayılı Kanuna ek madde eklenmektedir.
MADDE 3- 31/12/2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan Esnaf Ahilik Sandığının
yürürlük tarihinin sosyal tarafların talepleri doğrultusunda işgücü piyasalarının sürdürülebilir
gelişimi için gerekli olduğu Öngörülerek, 1/1/2028 tarihinden itibaren uygulanacak şekilde
değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 4- Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduklan kişiler için gerekli
görülen ancak yurt içinden sağlanması mümkün olmayan beşerî tıbbi ürünlerin,
vatandaşlanmızm yenilikçi tedavilere hızlı bir biçimde erişiminin sağlanması için Sağlık
Bakanlığı onayı ile SOK tarafından yurt dışından temin edilerek hastalara ulaştırılması
amaçlanmaktadır.
SOK tarafından ilaç temin işlemlerinin gerçekleştirilmesi, temin kaynaklarının
çeşitlenmesini sağlayarak rekabeti arttırıcı etki yaratacak ve ilaç temin maliyetlerinde düşüş ve
kamu mali yararını sağlayacaktır. Temin kanallarının artması ile hastaların ilaca erişimi
kolaylaşacak, hayati önemi haiz ilaçlara erişiminde sıkıntı yaşanmayacak ve hastaların ilaç fiyat
farklan ödemesi gibi sebeplerden doğabilecek hasta mağduriyetlerinin önüne geçilebilecektir.
Yurt dışından ilaç temini gerçekleştirilen hasta sayılarındaki değişkenlik, Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ürünlerin ülkemizde ruhsatlandırılarak piyasada bulunur hale
gelmesi, ürünlerin ambalaj formlarmdaki değişkenlik, yurt dışı ilaç kaynaklarınm çeşitliliği,
tedarik zincirindeki aksamalar ve yurt dışından temin edilen ilaç ödemelerinin yabancı para
cinsinden yapılması gibi riskler nedeniyle SOK tarafından yurt dışından beşerî tıbbi ürün
temininde güçlük yaşanmaktadır.
Düzenleme içeriğinde yer alan faaliyete ilişkin “hizmet alımları”, yurt dışı ilaçların temin
ve dağıtım süreçleri kapsamında ilgili mevzuat hükümleri ve fiili gereklilikler nedeniyle alımı
zorunlu olan; ancak ihale ile alımında güçlük yaşanan, ilaç transferi, gümrükleme,
farmakovijilans ve karekodlama işlemlerine ilişkin hizmetlerin alımlarından ibarettir.
Düzenleme ile SGK tarafından gerçekleştirilecek yurt dışı ilaç temin faaliyetlerinin,
sağlık sunumuna ve mali tasarrufa olumlu etkiler yapması amaçlanmaktadır.
MADDE 5- Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısında yaşanan değişiklikler göz önüne alınmak
suretiyle mülga kurum ibareleri ile pilot uygulama dönemine ilişkin ibarelerin madde metninden
çıkaniması, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalannm mesai dışında aile hekimliği
birimlerinde sunulmasınm sağlanması, yabancılara sunulan birinci basamak sağlık hizmetlerinin
ücretlendirme hususunun belirlenmesi, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlannda ücretli
olarak verilmekte olan özel amaçlı raporlann daha düşük bedelle aile hekimliği birimleri üzerinden
düzenlenmesi, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlannda yaşanan başvuru yoğunluğunun
önüne geçilmesi ve gereksiz başvurulann azaltılması amaçlanmaktadır.
MADDE 6- 5502 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin altmcı fıkrasmm birinci cümlesinde
yer alan “ve diğer kanunlarla” ibaresi, 703 sayılı Kanun Hükmünde Karamamenin 88 inci
maddesinin birinci fıkrasmm (b) bendiyle “ve diğer mevzuatla” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece,
SGK’nm kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş ile birlikte hayata geçirilen
Cumhurbaşkanlığı karamameleriyle verilen görevleri yerine getirmek amacıyla işlediği kişisel
veriler ile ticari sır niteliğinde olan verileri, veri sahibinin noter onaylı muvafakati veya e-Devlet
uygulaması üzerinden kimlik teyidi ile verilen izni olmadan gerçek veya tüzel kişilerle
paylaşmaması öngörülmüştür. Ancak Anayasa Mahkemesi 4/6/2024 tarihli ve 32566 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 7/12/2023 tarihli ve E.2018/117, K.2023/212 sayılı Karan ile 703 sayılı
Kanım Hükmünde Karamamenin 88 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiyle yapılan
değişikliğin Kanun Hükmünde Karamame ile düzenlenemeyecek kişisel verilerin korunması
hakkına ilişkin olması nedeniyle Anayasanın mülga 91 inci maddesine aykırı olduğunu belirterek iptal etmiş ve iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak oniki ay
sonra (4/6/2025 tarihi itibarıyla) yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde SGK’nın teşkilat yapısı ve görevleri
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile düzenlenmektedir. Öte yandan, sosyal güvenlik sistemimize
ilişkin hususlar ise kanunlarla düzenlenmektedir. Ayrıca, Anayasamıza göre bir kanun hükmüne
dayamimaksızın kişisel verilerin işlenebilmesine imkân bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, SGK’nm görev alanının kanunlar veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile
belirlendiği göz önüne alındığında, iptal sonrası oluşacak yasal boşluğun giderilmesi
amaçlanmaktadır.
Aynca, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsammda kurulan sandıklar tarafından
sandıklann iştirakçileri ile aylık ve gelir bağlanmış olanlar ile bunlann hak sahiplerinin sosyal
güvenlik hak ve yükümlülükleri SGK dışmda yürütülmektedir. Ancak SGK’mn kişisel veri
paylaşımı yapacağı kurum ve kuruluşlar arasmda bu sandıklara yer verilmemiş olması hukuki
ihtilaflara neden olmaktadır. Bu durum aylık bağlama dâhil pek çok işlemlerini SGK mevzuatına
göre yapan söz konusu sandıkların işlem süreçlerini uzatmaktadır. Yapılan bu düzenleme ile
sigortalılara yönelik iş ve işlemlerinin hızlandırılması ve özellikle yersiz ödemeler yapılmasına
neden olunmaması amacıyla bu sandıklar ile SGK arasmda veri paylaşımımn yapılabilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 7- 15/4/2021 tarihli ve 7316 sayılı Amme Alacaklannın Tahsil Usulü Haklcmda
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5510 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinde yapılan değişiklikle, hastalık ve analık sigortasından Ödenecek olan geçici iş
göremezlik ödeneğine esas günlük kazancın hesabında dikkate alınan üç aylık dönem on iki aya
çıkanimış ve belirli bir prim ödeme gün sayısı şartını sağlamayan sigortalılara ödenek tutarında
üst limit belirlenmiştir.
Bununla birlikte. Anayasa Mahkemesinin 21/3/2024 tarihli ve 32496 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 1/2/2024 tarihli ve 2021/61 E., 2024/31 K. sayılı Karannda, yaşanılan
suistimallerin önlenmesi gerekçesiyle hastalık ve analık halinde yapılacak geçici iş göremezlik
ödeneğinin hesabına esas alınacak dönemin iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılacak
ödenek hesabına esas dönemden farklılaştınimasının gereklilik ve orantılılık koşullanna
uymaması gerekçe gösterilerek 17 nci maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
“… hastalık ve analık …”ve”… analık ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten
önceki oniki aydaki…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiş;
aynca iptal hükümlerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra
yürürlüğe girmesine hükmedilmiştir.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin bahse konu kararmda iptal edilen hükümleri dikkate
alınarak, eşitlik ilkesi gözetilerek ve sistemin aktüeryal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla
geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesabında son 12 aylık sürenin dikkate alınması ve son 12
ayda 180 günden az hizmeti olanların geçici iş göremezlik ödeneklerine ilişkin üst sınınn
korunması amaçlanmaktadır.
MADDE 8- Yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortasından yararlanabilmeleri
için ilk kayıt tarihinden itibaren öngörülen başvuru süresinin üç ay ile sınırlı olması, bu sürede
başvuruda bulunamayan öğrencilerin bir daha talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı
olmalarına engel olduğundan, yapılan bu düzenleme ile söz konusu öğrencilerin kayıtlannın
devam etmesi şartıyla herhangi bir eğitim öğretim yılının başlangıç tarihinden itibaren üç ay
içinde talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmalarına imkân tanınması sağlanmaktadır.
Mevcut durumda aynı maddenin yedinci fıkrası kapsamında olan Uluslararası Öğrenciler
Değerlendirme Kurulu kararı ile veya Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı
tarafından burslandırılan öğrencilerin genel sağlık sigortasından diğer yabancı uyruklu
öğrenciler gibi faydalanması ilgili kamu idaresinin prim ödeme süreçlerinde sorun
yaratmalctadır. Diğer kamu kurumlarında olduğu gibi prim ödeme süreçlerini düzenlemek ve
ilgili kurumlarca ödenecek genel sağlık sigortası prim tutarını belirlemek amacıyla bu
kapsamdaki öğrenciler ayrı bir fıkrada düzenlenmektedir
MADDE 9- Klinik araştırma, araştırmaya katılan hastalar için daha iyi sağlık sonuçları,
yenilikçi tedavilere erken erişim, sağlanan sağlık hizmetlerinin kalitesinde iyileşme, halk
sağlığına katkıda bulunma motivasyonu gibi birçok etkiye sahiptir. Klinik araştırmalar,
hastaların yaşam kalitesini iyileştirmede ve özellikle ölümcül hastalıklarda yaşam süresini
artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Hastaların klinik araştırmaya katılması durumunda, yeni
geliştirilen tedavi yöntemlerinden öncelikli olarak faydalanma imkânı oluşmaktadır. Hatta bazı
durumlarda, bunun hayati tehlike oluşturan ve araştırma ürünü sayesinde tedavi edilen ya da
remisyonu sağlanan hastalıkları ya da rahatsızlıkları bulunan hastalar üzerinde hayat kurtarıcı
etkileri olabilmektedir.
Bu açıdan değerlendirildiğinde yapılan düzenleme ile araştırmaya katılan hastaların
Anayasa ile teminat altına alınan sosyal güvenlik ve sağlık haklarının devamının klinik
araştırmalar sürecinde de sağlanması hedeflenmektedir.
Bu yönüyle değerlendirildiğinde yapılacak düzenleme ile;
Hastalann yeni tam ve tedavi ürünlerine daha fazla erişim imkâmna sahip olması,
SGK’nm uzun vadede üzerindeki mali yükün görece azalması,
Yerli ilaç, tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme sektörünün yeni ürünler geliştirmesinin teşvik
edilmesi,
Ülkemizde daha fazla klinik araştırma yapılmasının sağlanması amaçlanmaktadır
MADDE 10- 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin yedinci fıkrası kapsamında talebine
istinaden genel sağlık sigortalısı sayılan yabancı uyruklu öğrencilerin üniversite öğrencileri ile
sınırlı olmaması ve eğitim öğretim yılı başından itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları
halinde talep tarihini izleyen günden itibaren genel sağlık sigortalısı sayılmakta iken öğrenim
dönemi başından itibaren bir ay içinde primlerini ödemeleri şeklindeki mevcut düzenlemeler
arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi sağlanmaktadır.
MADDE 11- Genel sağlık sigortası kapsammda sağlanacak sağlık hizmetlerinin amaç dışı
ve gereksiz kullanımının azaltılması, hizmet kalitesinin artırılması, sevk zincirinin daha işlevsel ve
sağlıklı hale getirilmesi, sağlık hizmetlerini kullananların da otokontrol mekanizmalanna etkili bir
şekilde katılımmm sağlanması, kişilerin genel sağlık sigortasından sağladıktan faydayı her hizmet
aşamasında fark etmelerinin sağlanması ve bu şekilde sistemi sahiplenme düzeylerinin artırılması
amacıyla (5510 sayılı Kanunun 69 uncu maddesinde belirtilen katılım payı alınmayacak haller.
sağlık hizmetleri ve kişiler hariç olmak üzere) 5510 sayılı Kanunda belirtilen sağlık hizmetleri için
genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerden katılım payı alınmaktadır.
Ancak 2023 yılı sağlık hizmeti başvurulan incelendiğinde kişi başı hekime müracaat
sayısının 11,4 olduğu, 1. basamak sağlık hizmet sunucularından hizmet alan genel sağlık sigortası
kapsammdaki bir kişinin ortalama 4,4 başvuru yaptığı, 2. ve 3. basamak sağlık hizmet
sunucularmdan hizmet alan genel sağlık sigortası kapsamındaki bir kişinin ortalama 8,3 başvuru
yaptığı görülmüştür. 2024 yılı ilk 7 ayı sağlık hizmeti başvurulan incelendiğinde 1. basamak sağlık
hizmet sunucularından hizmet alan genel sağlık sigortası kapsamındaki bir kişi ortalama 3,1
başvuru yaparken, 2. ve 3. basamak sağlık hizmet sunucularmdan hizmet alan genel sağlık
sigortası kapsamındaki bir kişinin ortalama 5,9 başvuru yaptığı görülmüştür. Bu veriler
doğrultusunda sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlamadan, sağlık harcamalannm sürdürülebilirliğini
ve sağlık giderlerinin etkin yönetimini sağlamak amacıyla, SGK tarafından finanse edilen sağlık
hizmetleri için yapılan harcamalar ile makroekonomik değişkenler de dikkate alınarak ayakta
tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payında değişiklik yapılması öngörülmektedir.
MADDE 12- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı çalıştıran özel sektör işyeri işverenlerine ve (b) bendi kapsammdaki
sigortalılara yönelik; kayıtlı istihdamın artırılması, gönüllü uyumun ve düzenli prim ödeme
kültürünün yaygınlaştırılması, yatırımların ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin
desteklenmesi, kadınlar, gençler ve engelliler gibi dezavantajlı grupların istihdamının
artırılması ve bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması gibi amaçlarla fmansmam Hazine
ve İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan hâlihazırda 15 tane sigorta prim indirimi, teşvik ve
destek uygulaması bulunmaktadır. Bunlardan biri de 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin
birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca özel sektör işverenlerinin SGK’ya ödeyecekleri sigorta
primlerinde aynı bentte yer alan şartların taşınması şartıyla beş puanlık indirimdir. Kamu
harcamalannm gözden geçirilmesi ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullamlması
amacıyla özel sektör işverenlerinin SGK’ya Ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası
primi için sağlanan beş puanlık sigorta prim indirimi dört puan olarak uygulanacaktır.
MADDE 13- Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından veya
Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu karan ile burslandırılan yabancı uyruklu
öğrencilerin, avukatlık stajı yapmakta olanların ve 29/7/2002 tarihli ve 4769 sayılı Ceza İnfaz
Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu kapsamına göre hizmet öncesi
eğitime alınanların genel sağlık sigortası kapsamındaki primlerinin ilgili Kurum tarafından
ödenme sürelerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 14- 5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre aylık talebinde
bulunan mezkûr Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasmın (a) bendi kapsammdaki
sigortalılarm 2008 yılı Ekim ayı öncesi döneme ilişkin aylık hesaplamalannda mevcut
uygulamanın devamına imkân sağlanmaktadır.
MADDE 15- 5510 sayılı Kanunda harp okulu ve polis akademisinde okuyan öğrenciler ile
astsubay meslek yüksekokullan ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi
tutulan adaylar, polis naspedilmek üzere polis meslek eğitim merkezlerinde polislik eğitimine tabi
tutulan adaylar. Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda subay ve
astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar Öğrenim gördükleri
sürede yetim aylığı almaya devam etmektedirler. Ancak, 5434 sayılı Kanun kapsamında sadece
polis akademisinde okuyan öğrenciler ile harp okulu öğrencilerinin yetim aylıklan
kesilmemektedir.
Yapılan düzenleme ile astsubay meslek yüksekokulları ve astsubay naspedilmek üzere temel
askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar, polis naspedilmek üzere polis meslek eğitim merkezlerinde
polislik eğitimine tabi tutulan adaylar, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve
yüksekokullarda subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan
adayların yetim aylıklarmm kesilmemesi hususunda norm ve standart birliğinin sağlanması
amaçlanmaktadır.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasmın (b) bendinin (1)
numaralı alt bendi uyarınca; yükseköğretim kurumlarında öğrenim görme halinde 25 yaşına kadar
hak sahiplerine lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimi veya ikinci yükseköğrenim aynmı
yapmaksızın aylık ödenmektedir. Ancak, 5434 sayılı Kanun yükseköğrenim kriterini yalmzca ilk
lisans ve yüksek lisans programları ile sınırlı tuttuğundan ikinci üniversite veya yüksek lisans
kaydı durumunda aylıkların ödenmesi imkânı bulunmamaktadır. Norm ve standart birliğinin
sağlanması adına 5434 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanan yetimlere ikinci lisans ve yüksek
lisans kayıtlannda da yaş şartı da dikkate alınarak aylık ödenmesi amaçlanmaktadır
MADDE 16- 506 sayılı Kanunun geçici 87 nci maddesinin yürürlükten kaldırılmasına
yönelik değişiklik ve 5510 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikler ile
1/10/2008 tarihinden önce sigortalılığı başlayanlara aylık bağlanmasında çalışma gücündeki
kayıp oranlarının esas alınması öngörüldüğünden, madde ile bu değişikliklere uyum sağlanarak
sigortalılığı 31/12/2008 (dâhil) tarihinden önce başlayan 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasımn (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan çalışma gücü kayıp oranı;
%40 ila %49 arasında olanların 18 yıl sigortalılık süresi ve 4100 gün prim ödemeleri, %50 ila
%59 arasında olanların ise 16 yıl sigortalılık süresi ve 3700 gün prim ödemeleri şartıyla yaşlılık
aylığından yararlanmaları amaçlanmaktadır.
MADDE 17- Düzenlemeyle 2008 yılı Ekim ayından önce sigortalı olan engelliler için de
vergi indirim belgesi esas alınarak yürütülen emeklilik işlemlerinin, 5510 sayılı Kanun
kapsamında çalışma gücü kaybına göre belirlenmesi ve tüm uygulamanın SOK tarafından
yürütülmesi amaçlanmaktadır. Aynca, yürürlük tarihinden önce engelliliği nedeniyle vergi
indiriminden yararlananların mevcut aylıklarının ödenmesine devam edilmesi, bunlardan
kontrol muayenesine tabi tutulanların yeni sağlık kurulu raporlarına göre çalışma gücü kayıp
oranlarının. Gelir İdaresi Başkanlığı merkez sağlık kurulu yerine SGK sağlık kurullarmca aylık
bağlanmasma esas rapor tarihindeki yürürlükte olan tıbbi mevzuat da dikkate alınarak
değerlendirilmesi suretiyle kazanılmış haklarının korunması amaçlanmaktadır
MADDE 18-5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi kapsamında tanmsal faaliyette bulunan sigortalıların sigortalılık
hizmetlerinin başlangıç ve sonlandırılması işlemlerinde ziraat odalarının geçmiş dönemlerde
üye kayıtlarını fiziki ortamda tutmaları ve bu üye kayıt bildirimlerin il/ilçe ziraat odalannca
kâğıt ortamında yapılması sebebiyle, bildirim yükümlülüklerine ilişkin takip ve kontrollerde
zorluklar yaşanmaktadır.
Ziraat odalarının üye kayıtlarını elektronik olarak tutmaya başlaması ve Türkiye
genelindeki tüm odaların kayıtlarının elektronik ortama aktarılması ile yeni sigortalılar için bu
zorluklar yaşanmamaktadır. Ancak, elektronik altyapı kurulmadan önceki dönemlerde üye
kayıtlarının takip ve kontrolü sağlıklı bir şekilde yapılamadığından, ziraat odalarının
bildirilmemiş olabilecek kayıtları hakkında idari para cezası ile karşı karşıya kalabilme ve
cezalar karşısında ödeme güçlüğüne düşebilecekleri endişesi ve gerekçesiyle Türkiye geneli
oda üye kayıt verilerini SGK’ya açmamaktadırlar.
Bu maddenin yürürlük tarihinden önceki sürelere ilişkin olmak üzere ziraat odalarından
bildirim yükümlülüğünü yasal süresi dışında yerine getirmiş veya bu yükümlülüklerini henüz
yerine getirmemiş olanların idari para cezalarının terkinine ilişkin usul ve esaslar
düzenlenmektedir.
Bu suretle ziraat odası üye kayıtlarının SGK’ya bildirimlerinin yapılmasının ve bu üye
kayıtlarının tümünün görüntülenmesinin sağlanması sonucunda gerek tarım sektöründeki kayıt
dişiliğin azaltılması gerek vatandaşlarımızın sigortalılık tescil ve hizmet kayıtlarının doğru bir
şekilde tutulması ile sonradan vatandaşlar aleyhine doğabilecek hak kayıplarımn önüne
geçilmesinin sağlanması, sigortalılık iş ve işlemlerinin daha hızlı ve doğru yürütülmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 19- Prim ödeme yükümlüsü kendisi olan vatandaşlanmıza ödeme kolaylığı
sağlanması, ekonomik ve sosyal anlamda hayatlanna daha sağlıklı devam etmelerini sağlamak
amacıyla yürürlüğe konulan yapılandırma kanunlarmdan yararlanamayan ya da yararlanmalarma
rağmen 1/1/2015 öncesine ait zorunlu genel sağlık sigortası prim borçlarmı Ödeyemeyen
sigortalılara yönelik kamuya olan borç yüklerini hafifletmek ve sağlık hizmetlerine erişimlerini
kolaylaştırmak amacıyla düzenleme yapılması öngörülmektedir.
MADDE 20- Sosyal Güvenlik Kurumu ile Götürü Bedel Üzerinden Sağlık Hizmetleri Alım
Sözleşmesi ve Usul Esaslan kapsammda, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile 2024 yılı global
ödeme tutarlan belirlenmek suretiyle sözleşmeler imzalanmıştır.
Üniversite sağlık hizmeti sunuculannca hizmetin ifasında mali güçlük yaşanmaması ve
hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla ek sözleşmeler ile üniversite sağlık
hizmeti sunucularına ek bütçe desteği sağlanmaktadır.
Götürü bedel sözleşme hükümleri gereğince, 2024 yılı götürü bedel sözleşme tutarmdan
aşağıda kalan tahakkuk tutarlan arasmdaki fark üniversite hastanelerinin 2025 yılındaki
alacaklarından mahsup edilecektir. Bu durum da kamu üniversite sağlık hizmeti sunuculannca
2025 yılında sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinde aksaklıklara neden olabileceğinden, 2024
yılında verdikleri sağlık hizmeti bedelinin götürü bedel sözleşme tutanndan düşük olması
durumunda aradaki farkın terkin edilmesi ile kamu üniversite sağlık hizmeti sunuculannm finansal
sürdürülebilirliğinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Terkin edilen bu tutarlann. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilecek Ödenekten karşılanması
öngörülmektedir.
MADDE 21- 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca
özel sektör işverenlerine; aylık muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin yasal süresinde
verilmesi, primlerin yasal süresinde ödenmesi, Türkiye genelinde SGK’ya prim borcunun
bulunmaması, borcu varsa da yapılandırılmış/tecil ve taksitlendirilmiş olması ile düzenli
ödenmesi, kayıt dışı sigortalı çalıştırılmaması, sahte sigortalı bildiriminde bulunulmaması gibi
şartlarla, SGK’ya ödeyecekleri sigorta primlerinden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası
priminden sağlanan beş puanlık indirim, kamu harcamalarının gözden geçirilmesi ve kamu
kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacıyla yasal düzenlemeyle dört puan olarak
uygulanacaktır. Bununla birlikte emek yoğun sektörlerden olan imalat sektöründe faaliyet
gösteren işyerlerinde işsizliği önlemek, istihdamı ve üretimi korumak amacıyla bu sektörde
faaliyet gösteren işyerlerinde beş puan prim indiriminin 31/12/2026 tarihine kadar devam
ettirilmesi ve beş puanlık prim indiriminden yararlanma süresini 31/12/2027 tarihine kadar
uzatma konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi amaçlanmaktadır
MADDE 22- Mevcut durumda 6331 sayılı Kanunda eğitim kurumları sayma usulüyle
yalnızca iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek
üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kurum ve kuruluşlarla sınırlandırılmıştır. Madde ile mezkûr
Kanunda yer alan eğitim kurumu tanımı genişletilerek bu alanda yetkilendirilecek diğer kurum
ve kuruluşların da yetkilendirilme ve denetim süreçlerinin 6331 sayılı Kanunda yer alması
amaçlanmaktadır.
Diğer yandan 6331 sayılı Kanun kapsamında yer alan ancak tanımlanmayan diğer sağlık
personeli ile kamu adına iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen Çalışan
Sağlığı Merkezleri (ÇASMER) ve ekipmanların güvenli kullanımım sağlamak üzere bakım
veya muayene, test ve kontrol yapmak üzere yetkilendirilen ekipman muayene kuruluşlarımn
da tammlanması ile kavramların açıklanması amaçlanmaktadır.
MADDE 23- ÇASMER’ler iş sağlığı ve güvenliği örgütlenmesinde ortak sağlık ve
güvenlik birimleri (OSGB) ile birlikte tamamlayıcı bir işlev görmektedir. Bu nedenle, 6331
sayılı Kanunda ekleme yapılarak ÇASMER’lerin açık bir şekilde ifade edilmesi ile iş sağlığı ve
güvenliği örgütlenmesindeki konumunu ve işlevini açık bir şekilde ortaya koyacak yasal
düzenleme yapılması amaçlanmaktadır. Bu şekilde özel hukuk tüzel kişisi olan ortak sağlık ve
güvenlik birimlerinin piyasaya girmediği yerlere profesyonel hizmetin kamu eliyle
ulaştırılabilmesi hedeflenmektedir.
Mevcut hükme ilaveten, lO’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerlerinin, bağlı bulundukları kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşundan hizmet alarak
da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine
getirebilmesi amaçlanmaktadır. Bu kolaylaştıncı düzenleme ile bahse konu işyerlerinin de iş
sağlığı ve güvenliği hizmetini almalarının sağlanması ile iş sağlığı ve güvenliği kültürünün ülke
geneline yaygınlaştmlması amaçlanmaktadır.
Eklenen fıkra ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça
düzenlenmesi hükmü getirilerek uygulamaya dönük muhtemel tereddütlerin giderilmesi
amaçlanmaktadır
MADDE 24- Bilindiği üzere, işyerinde acil durdurmayı gerektiren veya yangın, patlama,
göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz eden, meslek hastalığına sebep
olabilecek ortamların bulunması halinde, işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmadığı
durumlarda, işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı tarafından Bakanlığa bildirim yapılması
yükümlülüğü bulunmaktadır. OSGB’ler iş sağlığı ve güvenliği alanında hizmet vermek üzere
Bakanlıkça yetkilendirilmiş, Bakanlıkça denetlenen, idari ve hukuki sorumluluğu olan
birimlerdir. İşyerlerinin OSGB’lerden hizmet alması halinde söz konusu bildirim
yükümlülüğünün, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmam ile birlikte OSGB yönetimine de
verilmesi ile bahse konu hizmetin kalitesinin artırılması amaçlanmaktadır.
MADDE 25- Yapılan düzenleme ile 6331 sayılı Kanun kapsamında alınması gereken
sağlık raporlarının, 50Men az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ÇASMER’lerden de
alınabileceği açıkça ifade edilmiştir. ÇASMER’lerin açıkça ifade edilmesi ile aile hekimlerinin
ve diğer kamu sağlık hizmeti sunucularının mevcut durumdaki iş yükünün azaltılması
amaçlanmaktadır. Ayrıca sağlık hizmet sunucuları mevzuat çerçevesine ve metodolojisine
uygun ifade ve sıralama yazılmış olup, bu işyerleri için ÇASMER’ler, aile hekimleri veya diğer
kamu sağlık hizmet sunucuları arasında isteğe bağlı olarak tercih yapma imkânı getirilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 26- Ekipman muayene kuruluşlarının ve ÇASMER’in tanımlar maddesine
eklenmesi sonrası mevcut durumda sayma usulüyle sayılan kurum ve kuruluşlar kapsamına
girip girmeyeceği konusunda yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi ve gelecekte yapılması
muhtemel düzenlemeleri kapsaması amacıyla genel bir tanımlama yapılmaktadır. Ayrıca
başlığa, madde metninde yer alan “askı” ibaresi eklenmektedir.
MADDE 27- Yürürlük maddesidir.
MADDE 28- Yürütme maddesidir.
Sayin Cumhurbaşkanı ve Bakanların SÖZ verdiği ayrıca toplu iş sözleşmesindede kabul edilen Birinci dereceye 3600 ek gösterge verilmesi 22 ay oldu yasalasmadi.Neyi bekliyoruz?
Vermeyecekler dostum vermeyecekler teklif edilen maddelerin içinde yok biz boşuna bekliyoruz sendikacılar da yalandan rol yapıyor Allaha havale ediyoruz elimizden gelen bir şey yok